Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası, en
az bir motorlu aracın katıldığı bir kazada ölüm, yaralanma gibi bedensel
zararlar ile üçüncü kişilere ait ev, araba, arazi gibi malvarlıklarında
meydanda gelen zararlarının giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler
tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı açılan bir tazminat
davası türüdür. Trafik kazası tazminatı, uyugulamada hem bedensel hem de
malvarlığı zararlarını ifade etmek üzere kullanılmaktadır.
Trafik kazası nedeniyle tazminat davasının hukuki dayanağı,
trafik kazasının bir haksız fiil sorumluluğu doğurmasıdır. Trafik kazasının
hukuki nitelik açısından haksız fiil olmasının; zamanaşımı, mahkemenin yetkisi,
tazminatın miktarı gibi pek çok konuda bazı neticeleri vardır.
Trafik kazasında yaralanma meydana gelmişse, yaralanan
şahsın bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Yaralanan kişi
maluliyet nedeniyle çalışma hayatı boyunca uğrayacağı işgücü kaybı nedeniyle
maddi tazminat; trafik kazası nedeniyle uğradığı elem, keder ve üzüntü
nedeniyle de manevi tazminat talep edebilir.Trafik kazası nedeniyle ağır
bedensel bir yaralanma vuku bulmuşsa, yaralanan kişinin yakınları (anne, baba,
eş, çocuklar, nişanlı) da sadece “manevi tazminat davası” açabilirler. Yargıtay
uygulamasında “ağır bedensel yaralanma”, yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması
veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir.
Örneğin; bir gözün kaybedilmesi, kol veya ayaklardan birinin kesilmesi vb. gibi
haller ağır bedensel yaralanma olarak değerlendirilmektedir.
Ölümlü trafik kazalarında ise, öle kişiden yaşarken destek
alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ölen evliyse eşi ve
çocuklarına, bekar ise anne ve babasına destek verdikler olarak kabul edilir.
Yani, bu kişilerin ölenin desteğinden yararlandıklarını ispat etmelerine gerek
yoktur. Ölenin nişanlısı, amcası, dayısı vb. gibi herhangi bir yakınının trafik
kazası nedeniyle tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) talep edebilmesi
için ölen kişiden yaşarken destek aldığını ispatlaması gerekir.
Trafik kazası hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olarak
kabul edildiğinden, maddi ve manevi tazminat davası haksız fiil sorumlularına
karşı açılır. Ancak, trafik kazalarında haksız fiili bizzat işleyenler dışında
da tazminat sorumluları vardır. Trafik kazası neticesinde ölüm, yaralama veya
herhangi bir malvarlığı zararı meydana gelmesi halinde aşağıdaki kişilere maddi
ve manevi tazminat davası açılabilir:
• Aracın Sürücüsü: Trafik kazasında
kusurlu olan aracın sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir
• Aracın Sahibi: Aracın sahibi kural
olarak aracın işleteni olarak kabul edildiğinden trafik kazası nedeniyle
tazminat sorumluluğu vardır
• Aracın İşleteni: Trafik kazasına
karışan aracın işleteni de oluşan her türlü zarardan sorumlu olduğundan
işletene de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Trafik tescil
kayıtlarında aracın sahibi olarak gözüken kimse, aynı zamanda aracın işleteni
olarak kabul edilir. Araç sahibi, aracın üzerinde fiili hakimiyeti
bulunmadığını, araç için bir başkasının harcamalarda bulunduğunu veya araç
üzerindeki ekonomik çıkarın bir başkasına ait olduğunu, işleten sıfatının
bulunmadığını kanıtlayabilirse sorumluluktan kurtulabilir. Motorlu aracın bir
teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen
biletle işletilmesi halinde; aracın işleteni meydana gelen zarardan sorumlu
olur. Başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere
işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse
de işleten olarak kabul edilir (HGK 2015/2890 karar).
• Sigorta Şirketi: Trafik kazasına
karışan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) veya poliçe
kapsamına göre İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (Kasko Sigortası) hangi
sigorta şirketi tarafından yapılmışsa, o sigorta şirketi de ölüm, yaralama veya
diğer zararlardan sorumludur. Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası
Genel Şartlarının A-1.maddesine göre, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu
aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir
şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı Karayolları
Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta
limitlerine kadar temin eder.
Trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılmadan önce,
dava açma süresinin ne zaman başladığı ve sona erdiği dikkat edilmesi gereken
en önemli konudur. Trafik kazasının meydana geldiği, yani haksız fiilin
işlendiği gün, tazminat davası zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Trafik
kazalarında da tüm haksız fiillere uygulanan iki zamanaşımı süresinden hangisi
davacının lehine ise, o zamanaşımı süresi uygulanır. Trafik kazaları nedeniyle
tazminat davası zamanaşımı süreleri şunlardır:
• Karayolları Trafik Kanunun 109.
Maddesinde şöyledir. Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine
ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği
tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde
zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu
fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi
tazminat talepleri için de geçerlidir. Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı
kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen
zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır. Motorlu araç
kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi
yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi
öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar. Diğer hususlarda,
genel hükümler uygulanır.
• Borçlar Kanunun haksız fiillerde
zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde ise zamanaşımı öğrenmeden itibaren 1 yıl
ve her halükarda 10 yıl olarak öngörülmüştür.
Madde 60 – Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi
bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine
ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin
vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar
ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi
cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman
tatbik olunur. Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak
tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile
sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir. Görüldüğü üzere Borçlar
Kanunu’nda daha kısa bir zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Ancak Karayolları
Trafik Kanunu Borçlar Kanununa özel kanun niteliğinde olduğundan , trafik
kazalarından doğan tazminat davalarında, zamanaşımı yönünden KTK hükümleri
uygulanacaktır.
İki kanun arasındaki bu çelişki 1 Temmuz 2012 tarihinde
yürürlüğe giren 6098 Sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu’ nda düzeltilmiş ve
hüküm birliği sağlanmıştır. 6098 Sayılı sayılı Kanunun 72. maddesi şöyledir.
Madde 72 – Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve
tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde
fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı
gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.
Bu yasa maddeleri, trafik kazalarından doğan tazminat
davalarındaki zamanaşımı süreleri konusunda , suç cezayı gerektiren bir fiilden
doğmuş ve ceza kanunlarında bu fiil için daha uzun bir zaman belirlenmişse ,
ceza zamanaşımının uygulanmasını öngördüğünden , ceza zamanaşımı sürelerinin
belirlenmesi gerekecektir.
Caza kanununda öngörülen zamanaşımı süreleri TCK Md. 66
hükmüne göre belirlenecektir.
Ölümlü trafik kazalarında
15 yıl,
Yaralamalı trafik kazasında
8 yıl,
Hem ölü hem yaralı varsa
15 yıl olarak uygulanacaktır.
Eğer sadece yaralanmalı bir trafik kazasında uzamış ceza
zamanaşımı süresi (8 yıl) içerisinde zarar ya da tazminattan sorumlu olan
öğrenilememişse öğrenme tarihinden itibaren 2 yıl içinde de dava açılabilir
ancak sadece yaralanmalı trafik kazalarında hiçbir şekilde kaza tarihinden
itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açılamaz. Yaralanmalı trafik kazasında
süre 8 yıl olup bu süre geçirildikten sonra sorumlu öğrenildiğinde 2 yıllık
süre başlar ancak süre kazadan itibaren 10 yılı geçemez.
Ceza Zamanaşımı Süresi: Trafik kazası nedeniyle bir suç
işlenmişse ceza zamanaşımı süreleri de uygulanır. Trafik kazalarında yaralanma
varsa taksirle adam yaralama suçu; ölüm varsa taksirle adam öldürme suçu
meydana gelir. Trafik kazası neticesinde ölüm veya yaralama varsa, ceza
kanununda o suç için öngörülen dava zamanaşımı süresi ne ise, maddi ve manevi
tazminat davası açma süresi de odur. Ceza kanunundaki temel dava zamanaşımı
süresi geçse bile, ceza davası devam ediyorsa, yani ceza hukukundaki “uzamış
dava zamanaşımı” devreye girmişse, ceza davası devam ettiği müddetçe herhangi
bir zamanaşımı süresine bağlı olmadan trafik kazası nedeniyle tazminat davası
açılabilir.
Ölümlü
veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat
davalarında görevli mahkeme kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Örneğin,
İstanbul-Bakırköy’de meydana gelen yaralamalı bir trafik kazası nedeniyle
tazminat davası açılacaksa, davanın Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nde
açılması gerekir.
Trafik
sigortasını yapan şirkete açılacak tazminat davasına bakmaya görevli mahkeme
Asliye Ticaret Mahkemesi’dir (6102 sayılı TTK md. 4/1-a, md.5/1). Çünkü,
sigorta şirketinin sorumluluğu ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Bu nedenle,
trafik kazası nedeniyle aracın sürücüsü, sahibi ve işleteni ile birlikte aracı
sigortalayan sigorta şirketine birlikte dava açılacaksa; tüm sorumlular
hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi’nde tazminat davası açılmalıdır.
Ölümlü veya yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılacak
maddi ve manevi tazminat davasında birden fazla yetkili mahkeme vardır. Trafik
kazası nedeniyle tazminat davasına bakmaya yetkili mahkemeler şunlardır:
HMK md.6- “Davalılardan herhangi birisinin ikametgahı
mahkemesinde tüm sorumlulara maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.”
HMK md.16/1- “Trafik kazasının meydana geldiği yer
mahkemesinde tazminat davası açılabilir.”
HMK md.16/1- “Trafik kazaları nedeniyle açılacak tazminat
davaları, zarar görenin, yani davacının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.”
Örneğin, Bursa-Osmangazi’de meydana gelen trafik kazasında
kusurlu sürücünün ikametgahı Bursa-İnegöl, araç sahibinin İkametgahı ise
Bursa-Karacabey, zarar görenin (davacının) ikametgahı Bursa-Gemlik ise; trafik
kazası sebebiyle tazminat davası, Bursa Adliyesinde, Karacabey Adliyesinde,
İnegöl Adliyesinde ve Gemlik adliyesinde açılabilir.
HMK md.14/2– “Trafik sigortası şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.”
7.Ölümlü veya Yaralanmalı Trafik Kazası Tazminat Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?
• Ölümlü trafik kazası tazminat davası, maddi ve manevi tazminat davasının bir türüdür. Ölümlü trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davalarında tazminat sorumlularından aşağıdaki zararlar talep edilebilir;
• Manevi tazminat: Ölenin yakınları
(anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler, nişanlısı) ölüm neticesinde duydukları
elem, acı ve ızdırap duyguları nedeniyle manevi tazminat talep edebilirler.
• Ölenin her türlü cenaze gideri,
• Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi
giderleri,
• Destekten Yoksun Kalma Tazminatı:
Trafik kazasında ölen kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı veya
destek verdiği herhangi bir kişi) kaza nedeniyle destekten yoksun kalma
tazminatı talep edebilirler. Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin hayat
boyu desteğinden mahrum kalan kişilerin açtıkları bir maddi tazminat davası
türüdür. Destekten yoksun kalanlar, muhtemel destek süresi boyunca ölenden elde
edecekleri mali menfaati tazminat sorumlularından talep edebilir.
• Yaralamalı Trafik Kazası Tazminat
Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?
Yaralanmalı trafik kazası tazminat davası, yaralanan
kişinin tazminat sorumlularına karşı açtığı bir maddi ve manevi tazminat
türüdür. Yaralanan kişinin yakınları hiçbir şekilde maddi tazminat talebinde
bulunamazlar. Ancak, yaralanan kişi ağır bedensel bir yaralanma veya uzuv
kaybına maruz kalmışsa; yaralanan kişinin yakınları manevi tazminat talebinde
bulunabilirler.
Yaralanmalı trafik kazası tazminat davalarında tazminat
sorumlularından aşağıdaki zararlar talep edilebilir;
• Manevi Tazminat: Yaralanan kişinin
bizzat kendisinin manevi tazminat isteyebileceği hususunda tereddüt yoktur.
Yaralanan kişinin yakınları ise ancak ağır bedensel bir yaralanma veya uzuv
kaybı söz konusu ise manevi tazminat isteyebilirler. Aksi takdirde, yaralının
yakınları manevi tazminat talep edemezler.
• Yaralanan kişinin her türlü tedavi
gideri,
• Yaralanan kişinin kazanç kaybı,
• Çalışma gücünün azalmasından ya da
yitirilmesinden doğan kayıplar,
• Ekonomik geleceğin sarsılmasından
doğan kayıplar.
Ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle hükmedilen
manevi tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu yaratmaktır. Manevi
tazminat, davacı için zenginleşme aracı olmamalıdır. Mahkeme manevi tazminat
ile ilgili hüküm kurarken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa
giderilmesini amaçlamalıdır. Mahkeme manevi tazminatı belirlerken şu hususları
dikkate almalıdır:
• Tarafların sosyal ve ekonomik durumu,
• Olayın meydan geliş şekli,
• Tarafların kusur durumu,
• BK md.4 gereği hak ve mesafet
kuralları.
Uygulamada, mahkemelerce manevi tazminat miktarı tespit
edilirken daha çok davacının mağdur edildiği görülmektedir. Yerel mahkemelerin
trafik kazaları nedeniyle manevi tazminat davalarında güncel emsal yargıtay
kararları ışığında karar vermesi gerekir.
Maddi tazminat nasıl hesaplanır sorusu, daha somut
verilerle cevaplanabilecek bir sorudur. Maddi tazminatın miktarını doğrudan
uğranılan zarar ve kusur oranı belirlemektedir.
Örnek vermek gerekirse; Trafik kazası, neticesinde
maluliyete uğrayan (yaralanan) kişinin maluliyet oranının %60 olduğunu kabul
edelim. Maluliyete uğrayanın olaydaki kusur oranının %20, yaşının 35, maaşının
3000 TL olduğunu varsayalım; tazminat miktarı şu esaslara göre belirlenecektir:
• Maluliyete uğrayan kişinin 72 yaşına
kadar işgücü olduğu kabul edilir. Malul kişinin 65 yaşına kadar aktif çalışma
süresi, 65 yaş ile 72 yaş arasında da pasif çalışma süresi hesaplanır.
Örneğimizde maluliyete uğrayan kişi 30 yıl aktif, 7 yıl pasif çalışma yapacağı
öngörülmektedir.
• Maluliyete uğrayan kişinin işgücü
kaybı her ay için ayrı ayrı hesaplanır. Bu durumda 3000 TL maaş alan mağdurun
maaşından kusur oranı olan %20 düşürülerek, bulunan miktar %60 maluliyet oranı
ile çarpılır. Örneğimizde; 3000 TL maaş - 20/100=2400 mağdurun kusur oranına
tekabül eden miktar 2400 TL x 60/100 = 1440 TL aylık işgücü ve gelir kaybı
olarak hesaplanır. Yıllık işgücü/gelir kaybı 1440x12=17.280 TL olacaktır.
• Bulunan yıllık işgücü/gelir kaybı
aktif ve pasif çalışma süresi olan 37 yıl ile çarpılır. Somut örneğimizde;
yıllık işgücü kaybı 17280 x 37 yıl = 639.360 TL maddi tazminat olarak ortaya
çıkacaktır.
• İskontolama yöntemi nedeniyle
tazminattan kabaca %25 oranında indirim yapılması gerekir.
Hemen belirtelim ki, tazminata neden olan olay aynı zamanda
bir iş kazası ise, bu nedenle maluliyete uğrayan kişiye iş kazası geliri
bağlanmışsa, bağlanan gelirin peşin sermaye değeri hesaplanan tazminat
miktarından düşülür. Somut örneğimizde malul kişiye bağlanan maaşın peşin
sermaye değerinin yaklaşık 50.000 TL olduğu varsayılırsa bu kişinin alacağı
tazminat miktarı 639.360-50.000=589.360 TL dir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. Maddesinin (a) ve (c)
bentleri, “01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren” Karayolları Motorlu araçlar
Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3.
maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri
birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında
destekten yoksun kalınan zararın, zorunlu mali sorumluluk sigortasının
kapsamında olması için şu şartların gerçekleşmesi gerektiği söylenebilir.
a) Talep edilen destek tazminatı, 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski
çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin
olmalıdır. Sigortalının hukuki sorumluluğu olmayan veya sigortalının sorumluluk
riski içinde bulunmayan tazminat taleplerinden sigortacının sorumluluğu
bulunmayacaktır.
b) Motorlu aracın işletilmesinden dolayı ölen kişinin
üçüncü kişi olması gerekir. İşleten ve işletenin sorumlu olduğu şahısların
dışında bir üçüncü kişinin ölümü neticesi, destek zararlarından sigortacının
sorumluluğu bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, poliçede taraf olan
işleten(sigortalı) yada işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin
ölmesi durumunda ölen kişi, üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun
kalanların zararından sigortacı sorumlu olmayacaktır.
c) Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber
destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının
sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan
kaynaklanan destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacıların desteği sürücü E.K’in sevk ve
idaresinde ki .. plakalı araç ile tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik
kazasında ölmesi sonucu destekten yoksun kaldıkları iddiası ile aracın zorunlu
mali sorumluluk sigortasının olmaması nedeniyle güvence hesabından destekten
yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Trafik kazası, sürücü E.K’in
sevk ve idaresinde iken dosya içindeki 11.03.2016 tarihli kusura ilişkin rapora
göre sürücünün %100 kusuru neticesi tek taraflı alarak 05.07.2015 tarihinde
gerçekleşmiştir.
Kaza tarihi itibarı ile aracın zorunlu mali sorumluluk
sigortası yaptırılmamış olması nedeniyle Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesi
gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri
dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu Güvence Hesabı
karşılayacaktır. Güvence hesabının sorumluluğunun kapsamı ise 01.06.2015 yani
trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali
Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.
Kara yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik)
Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre
ancak, üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun
kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı yada
güvence hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın
işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir.
İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü E.K’i üçüncü kişi olarak kabul
etmek mümkün değildir.
Yine genel şartların A.6. maddesi (d) bendinde destekten
yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla
beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat
kapsamı dışında tutulması nedeniyle %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü
E.K’in tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında
değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun da
sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile
destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında
olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı
taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı
ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, davacıların
güvence hesabından destek tazminatı talep etme hakları bulunmadığından davanın
reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması
doğru görülmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi - Karar : 2017/6035).
Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası,
tazminat miktarını etkileyen birçok faktörün bir arada değerlendirilmesini
gerektiren bir dava türüdür bununda bir uzman ile takip edilmesinde yarar
vardır.
Trafik kazası yaşadınız ve oluşan hasarı sigorta
şirketinizin tazmin etmesini istiyorsunuz. Öncelikle sigorta şirketi sizden
bazı evraklar talep eder. Trafik sigortası teminatları 3 farklı grupta
değerlendirilir: Maddi zararlar, bedeni hasarlar ve vefat. Talep edilen
belgeler, hasarın şiddetine göre değişiklik gösterebilir.
Maddi Zarar Tazminatı İçin Gerekli Belgeler
• Poliçe örneği
• Trafik kazası tespit tutanağı
• Hasara ait fotoğraflar
• İfade ya da görgü tanığı tutanakları
• Sürücülerin ehliyet ve ruhsat
fotokopileri
• Kazayla ilgili diğer belgeler
• Gerek görülmesi durumunda eksper ve
alkol raporu
• Trafik kazası tespit tutanağı
• Yaralının taburcu edildiğini gösteren
hastane raporu
• Reçete
• Fatura, makbuz vb tedavi gider
belgeleri
• Trafik kazası tespit tutanağı
• Tam donanımlı bir hastaneden alınan
ve sakatlığın durumunu gösteren rapor
• Sakat kalan kişinin gelir durumunu
gösteren belge
• Olay mahkemeye intikal ettiyse
mahkeme kararı
• Kazayla ilgili diğer belgeler
• Trafik kazası tespit tutanağı
• Ölüm muayene raporu
• Aile nüfus kayıt örneği
• Veraset ilamı
• Vefat eden kişinin gelir durumunu
gösteren belge
• SGK geliri bağlanmış ise gelirin
peşin değerini gösteren belge
• Kazayla ilgili diğer belgeler
Yıl Miktar
• 2008
125.000₺
• 2009
150.000₺
• 2010
175.000₺
• 2011
200.000₺
• 2012
225.000₺
• 2013
250.000₺
• 2014
268.000₺
• 2015
290.000₺
• 2016
310.000₺
• 2017
330.000₺
• 2018
360.000₺
• 2019
390.000₺
• 2020
410.000₺
• 2021
430.000₺
2022 |
500.000₺ 1 Temmuz’dan İtibaren 1.000.000 |