Danıştay 15. Daire Başkanlığı
Esas No : 2018/1756
Karar No : 2019/75
İSTEMİN KONUSU : Antalya 2. İdare Mahkemesinin 11/04/2013 tarih ve
E:2010/372, K:2013/422 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması
istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının Antalya şehir içinde 10.12.2009 tarihinde tramvay
çarpması sonucunda dalağının alınmasına neden olacak şekilde yaralanmasında,
idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle, 5.000,00-TL maddi,
30.000,00-TL manevi zararın tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Antalya 2. İdare Mahkemesince
verilen 11/04/2013 tarih ve E:2010/372, K:2013/422 kararda; mahallinde yapılan
keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda Trafik Mühendisi Bilirkişi tarafından
hazırlanan 01.01.2012 tarihli rapora göre, tramvay yolunun yayalar tarafından
da kullanıldığı, yaya güvenliğini ilgilendiren tedbirlerin büyük bir kısmının
alındığı, çarpışmanın tramvayın sol köşesinden olduğu, yayadan hızlı hareket
eden aracı kullananın olası kaza riskini öngörerek hareket etmesi ve ilave
tedbirlerin gündeme alınması gerektiği, olayda davalının 1/8, davacının 7/8
oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği, Uludağ Üniversitesi Tıp
Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 28.09.2012 raporda,
davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %14.3 olarak belirlendiği,
meslekte kazanma gücü kayıp oranı ve idarenin 1/8 kusur oranı dikkate alınarak
hazırlanan 25.02.2013 tarihli aktüerya raporuna göre ise davacının maddi
zararının 7.838,34 TL olduğunun tespit edildiği, kaza sonucunda duyulan elem ve
ızdırabın kısmen giderilmesini sağlayacak şekilde manevi tazminata hükmedilmesi
gerektiği ve davacı tarafından sonradan verilen 27.03.2013 tarihli dilekçe ile
maddi tazminat miktarı ıslah edilerek 7.838,34-TL istenilmişse de, idari
yargıda ıslah müessesesi olmadığından davacının bu talebinin dikkate alınmaması
gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, 5.000,00-TL maddi
tazminat istemi ile 30.000,00-TL manevi tazminat isteminin 2.000,00-TL'lik
kısmının kabulüne, manevi tazminat isteminin bu miktarı aşan kısmının reddine
verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 6459 sayılı Kanun ile 2577
sayılı Kanunun 16. Maddesinde değişiklik yapıldığı, yapılan değişikliğin kanun
yolu aşaması dahil, yürürlülük tarihinde derdest olan davalarda da
yürütüleceğinin kabul edildiği, yargılama safhasında kabul edilmeyen ıslah
talebinin temyiz aşamasında kabul edilerek, 2.838,34-TL ıslah talebinin
ödenmesine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı tarafından, deneme işletmesinin 07.10.2009 tarihinde başladığı, yaya ve
araç sürücülerinin dikkatli olması, bisiklet ve motosiklet kullanıcılarının
raylı sistem güzergahını kullanmamaları ve araçlarını güzergah üzerine park
etmemeleri konularında yazılı ve görsel basında uyarıldıkları, tramvayın lastik
tekerlekli araçlar gibi manevra yeteneğine sahip olmadığı, kaza tespit tutanağı
ile kusur bilirkişisi tarafından tespit edilen kusur oranlarının çelişkili
oldukları ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ Ercan PARLAK DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerine konu
mahkeme kararının, davacının ıslah talebinin kabul edilmemesine ilişkin
kısmının bozulması, diğer kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MAHKEME KARARININ KABUL EDİLEN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İLE REDDEDİLEN MANEVİ
TAZMİNAT MİKTARINA İLİŞKİN KISIMLARI YÖNÜNDEN HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarı ile
reddedilen manevi tazminat miktarına ilişkin kısımları usul ve hukuka uygun
olup dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını
gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
MAHKEME KARARININ ISLAH TALEBİNİN KABUL EDİLMEMESİ KISMI YÖNÜNDEN İNCELEME VE
GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, 10.12.2009 tarihinde Antalya şehir içinde bulunan tramvay
güzergahı üzerinde tramvayın çarpması sonucunda dalağının alınmasına neden
olacak şekilde yaralandığı iddiasıyla meydana gelen kazada idarenin hizmet
kusurundan bahisle maddi ve manevi zararlarının tazmini için 5.000,00-TL maddi,
30.000,00-TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyle 05.02.2010 tarihinde davalı
idare kaydına giren dilekçe ile ön başvuru yapılmış, başvuru 22.02.2010 tarihli
davalı idare yazısıyla kazada idari kusurun bulunmadığı gerekçesiyle
reddedilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından 5.000,00 TL maddi, 30.000,00-TL manevi
zararının tazmini amacıyla görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak
kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun
16. maddesinin 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı
Kanun'un 4. maddesi ile, "Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde
belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar
verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere
artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap
verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir." cümlesi; aynı Kanun'un 5.
maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, "Bu maddeyi
ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm,
kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da
uygulanır. " cümlesi eklenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasında;
" Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci
dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler. Ancak, tam yargı davalarında dava
dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin
nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak
üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde
cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir" hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 27.03.2013 havale tarihli dilekçede,
bilirkişi raporunda 7.838,34 TL iş gücü kaybından doğan maddi zarar
hesaplandığı, dava dilekçesinde belirtilen 5.000,00-TL maddi tazminat talebi
ile bilirkişi raporunda hesaplanan zarar farkı olan 2.838,34-TL'lik kısım için
davanın ıslah edildiği maddi tazminat talebinin 7.838,34-TL kabul edilmesini
talep ettiği görülmektedir.
Olayda, davacı tarafından 27.03.2013 tarihinde ıslah talebinde bulunulmuş olup,
idari yargıda ıslah müessesesi olmadığından davacının bu talebinin dikkate
alınmaması gerektiği sonucuna varan mahkemenin karar tarihi 11.04.2013' tür.
Davanın açılış tarihi ve mahkeme karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6459
sayılı Kanunla 30.04.2013 tarihinden itibaren ıslahın mümkün hale geldiği
anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkeme aşamasında maddi tazminat talebinin tamamı kabul edilen
davacı yönünden, ıslah istemiyle yapılan başvuru dilekçesinin, 6459 sayılı
Kanun değişikliği kapsamında değerlendirilmesi, davalı idareye gönderilerek
verilecek cevabın alınmasından sonra, artırılan tazminat miktarına göre yeniden
bir karar verilmesi gerektiği görülmüştür.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacı temyiz isteminin kısmen kabulü ile Antalya 2. İdare Mahkemesinin
11/04/2013 tarih ve E:2010/372, K:2013/422 sayılı kararının, davacının ıslah
isteminin dikkate alınmaması kısmının, ıslah istemi hakkında yeniden bir karar
verilmek üzere BOZULMASINA,
2. Davacı temyiz isteminin kısmen reddi, davalı temyiz isteminin reddi ile
kararın diğer kısımlarının ONANMASINA
3.Bozulan kısım hakkında 2577 sayılı Kanunun 6459 sayılı Yasa ile değişik 16.
maddesine göre artırılan maddi tazminat miktarı ile ilgili olarak YENİDEN BİR
KARAR VERİLMEK ÜZERE dosyanın, adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 4.
2577 sayılı Kanunun ( Geçici 8. Maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen )
54.maddesinin 1.fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden
itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10/01/2019
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.